Ayça Açıkalaın1, S. Satar1, O. Akpınar2, G. Kuvandık3, A. Sarı1, M. Kanadaşı2, H. Yalnız4

1Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Adana
2Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyolaji Anabilim Dalı, Adana
3Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Hatay
4Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Kalp Damar Cerrahi Anabilim Dalı, Adana

Özet

Giriş: Aort diseksiyonu hızlı tanı ve tedavi gerektiren mortalitesi yüksek kardiyovasküler bir hastalıktır. Acil serviste doğru ve erken tanı konulması ile uygun tedavinin yapılması prognoz açısından oldukça önemlidir. Ancak geliş şikayetlerinin nonspesifik olması nedeniyle tanıdaki en önemli unsur aort diseksiyonunun akla getirilmesidir.
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalına Mart 2001 ile Mart 2003 tarihleri arasında başvuran ve aort diseksiyonu tanısı konulan 22 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. De Bakey sınıflandırması kullanılarak hastalar 3 gruba ayrıldı.
Bulgular: Çalışmaya 4’ü kadın, 18’i erkek toplam 22 hasta alındı. Ortalama yaşları ise 57.5±8.3 yıldı. Hastaları n 10’unda (%45.5) Tip 1, 4’ünde (%18.2) Tip 2, 8’inde (%36.4) Tip 3 diseksiyon saptandı. Tip 1 diseksiyon olan hastaların %70’inde göğüs ağrısı mevcut iken, karın ağrısı şikayeti olan hastaların tümü tip 3 diseksiyon tanısı aldı. Disekan aort anevrizma tanısı konulan bu 22 hastanın 7’si operasyonu kabul etmedi. Tip 3 diseksiyona sahip hastaların 2’sine yapılan tetkikler sonrasında medikal tedavi önerildi. Cerrahi işlem uygulanan hastalardan 2’si preoperatif, 1’i perioperatif ve 2’si postoperatif ex oldu. Cerrahi uygulanan 13 hastadan sadece 4’ü başarılı bir operasyon sonrası taburcu edildi.
Sonuç: Sonuç olarak ülkemizde aort diseksiyonu halen mortalitesi yüksek bir hastalıktır. Bu hastalara acil serviste erken tanı koyulmalı ve en kısa sürede tedavilerine başlanmalıdır.