Serdar Özkan1, Ülkü Yazıcı1, Selim Şakir Erkmen Gülhan1, Abdullah İrfan Taştepe2, Kerem Karaarslan1, Suphi Aydın1, Mehmet Furkan Şahin1

1T.c. Sağlık Bakanlığı Atatürk Göğüs Hastalıkları Ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Cerrahisi Kliniği, Ankara
2Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi A.b.d, Ankara

Anahtar Kelimeler: spontan pnömotoraks, plöredez, bül ligasyonu

Özet

Amaç: Spontan pnömotoraks akciğer ile göğüs duvarı arasında serbest hava toplanmasıdır. Tanısı klinik ve/veya radyolojik olarak konur. Tedavi yaklaşımları açısından farklı uygulamalar mevcuttur. Çalışmamızda pnömotoraks ve tedavi seçenekleri üzerindeki klinik tecrübelerimizi literatür bilgileri eşliğinde tartışmaya çalıştık.
Metod: Kliniğimize başvuran 48 spontan pnömotoraks olgusu prospektif olarak değerlendirildi. Çalışmamıza primer spontan pnömotoraks olguları dahil edildi. Olgular yaş, cinsiyet, ek hastalıklar, semptomlar, cerrahi yöntemler ve takip açısından değerlendirildi.
Bulgular: 20 olgu (%41,7) total pnömotoraks, 28 olgu (%58,3) parsiyel pnömotoraks idi. 31 (%64,6) olgu ilk pnömotoraks iken 17 (%35,4) olgu nüks pnömotoraks idi. 26 (%54,2) sol, 22 (%45,8) sağ pnömotoraks mevcuttu. Spontan pnömotoraks tedavi yöntemleri arasında farklı uygulamalar mevcuttur. 39 olgu yalnızca tüp torakostomi, 5 olgu plöredez, 6 olgu bül ligasyonu ile tedavi edildi.
Sonuç: Spontan pnömotoraks tedavisindeki amaç nüksü önlemek olmalıdır. Tüp torakostomiye ilave olarak plöredez ve gerekli durumlarda cerrahi tedavi gündeme gelir. Hastanede kalış süresini kısaltmak, hastanın konforunu arttırıcı yaklaşımları tercih etmek önemlidir. Nüks pnömotoraks tedavisinde tüp torakostomiye ek olarak bir plöredez veya plörektomi prosedürü mutlaka uygulanmalıdır.